23 Kasım 2012 Cuma

Kuralına Göre

Kuralına Göre

Bazı insanlar sevinir içer, üzülür içer, kutlamak için içer,efkarlanır içer. İçki dendiğinde pek çok içki arasından rakı geliyor insanın aklına.
Rakı sözcüğünün her geçtiği yer ve zamanda babamı ve sözlerini hatırlarım. Babam ‘Adamı tanımak istiyorsan beraber rakı içeceksin.’, ‘Herkes içki içmesini bilmez. İçmenin adabı vardır.’ derdi.
İçimden ‘İçmek içmektir işte, kuralı mı olurmuş?’ derdim; ama babamdan çekindiğimden bir şey soramazdım. Evet, içtiğinde saçma sapan konuşanları, içindeki kin ve öfkeyi kusanları, kuduz olmuş gibi etrafa saldırıp ertesi gün ‘Çok içmişim, farkında değildim.’ diyenleri gördükçe içmenin de bilmekle ilgisi olduğunu, içmenin gerçekten kuralı olduğunu öğrendim. İçmenin de bir kültür olduğunu anladım.
İçmek üzerine kuralları araştırdım ve bakın neler buldum. Pek çoğu da babamın söyledikleri üstelik… Gerçekten babam, baba adammış, bilemedim. Önce babamın içerken yaptıklarını sonra da içme adabıyla ilgili kuralları paylaşacağım sizlerle.
Rakıyı babam gündüz içmezdi ve ‘Rakı, gün battıktan sonra içilir.’ derdi. Rakıdan küçük yudumlar alarak ağzında biraz bekletir ve dişlerinin arasından derin bir nefes alırdı. Neden öyle yaptığını sorduğumda ‘Tadı öyle çıkıyor kızım.’ derdi. Acı şeyin tadı mı olur derdim. ‘Tadı acı da olsa keyfi tatlı’ derdi.
Rakı, kafayı dağıtmak için içilir, iş ise ciddi bir şeydir, rakı masasında iş konuşulmaz, konuşulursa da boşa konuşulur, unutulur gider derdi babam. Rakıya asla buz koymaz ve susuz içmezdi. İkide bir kadeh tokuşturmaz şöyle bir kaldırırdı. Aç mideye asla yudum rakı almaz, bir iki yudumda olsa altlık yapardı. Meyveyi meze olarak kullanmaz, yoğurt, beyaz peynir, kavun ya da leblebiyi meze yapardı. Karşısında biri varsa rakıyı mutlaka eşit paylaştırır son damlasını ziyan etmez ‘günah’ derdi. Bardağı masada boş bekletmezdi. Rakıdan başka içki içmediği gibi, rakı içtikten sonra başka bir içki içen olursa içmeyi bilmiyor sayar, anında notunu verirdi.
Araştırmam sonucunda bulduğum ve pek çoğu babamın da uyguladığı rakı içme adabıyla ilgili kuralları yazıyorum;
·         Rakı güneş battıktan sonra, yavaş yavaş ve muhabbet eşliğinde içilir.
·         Bardağa konan rakının yarısı kadar su konursa makbuldür.
·         Rakıdan küçük yudumlar alınır, bir dikişte bir duble bitirilmez.
·         İlk yudum alındıktan sonra ağızda bekletilir,ve dişler arasından derin bir nefes alınır.
·         Masada yaşça en büyük kişi rakı kadehini tokuşturmak için kaldırmadan, rakı kadehleri kaldırılmaz.
·         Rakı sofrasında plandan, projeden bahsedilmez. Geyik muhabbetleri yapılır, anılar anlatılır, vatan millet kurtarılır, dedikodu yapılır, yüksek sesle düşünülür.
·         Sigara tablasına zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konulmaz.
·         İçilen kahve tabağına sigara söndürülmez. Peçeteye su dökülüp el silinmez.
·         Rakı kadehine önce rakı, sonra su, sonrada buz konur.  Bu sıra bozulursa anason kadehin üzerine çıkar  ve tadı kaçar. Ayrıca rakıya buz koymak yanlıştır. Çünkü buz rakının içindeki suyla alkolü aynı oranda etkilemediği için seyrek olan alkol üste çıkar. İdeal karışım bozulmuş olur. O nedenle en ideali rakıya soğuk su koymaktır.
·         İçmeye başlamadan önce aperatif bir şeyler yenmelidir. En uygunu zeytinyağlılardır. Çünkü zeytin yağı mideye bir şeyler indikçe üste çıkacak, alkolün yemek borusundan genize doğru gelmesi engellenecektir.
·         Mezesiz rakı içilmez.
·         Rakı sofrasında kadeh bir defa tokuşturulur. Bundan sonra sadece kadeh kaldırılır. Masaya yeni birisi gelirse tekrar kadeh tokuşturulabilir.
·         Rakı yanında şalgam suyu içilmez.
·         Rakı masasına el içi ya da yumrukla vurulmaz.
·         Bağırarak konuşulmaz, sakin olmak önemlidir. İçkinin keyf almak ve muhabbet için içildiği unutulmamalıdır.
·         Rakı bardağı boş beklemez. Masadan kalkarken bile bardağın dibinde biraz bırakılır.
·         Masadaki en genç kişi sakilik yapar. Büyüklere sakilik yaptırılmaz.
·         Rakı size sarhoş edeceğini zamanında hissettiren içkidir. Fark ettiğiniz an bunu ya yanınızdakilere söylemeli ya da masayı terk etmelisiniz.
·         Rakı masasında şarap, bira gibi başka alkollü  içecek olmaz.
·         Şişede kalan rakı son damlasına kadar paylaştırılır. Daha da içmek isteniyorsa paylaştırma faslına girmeden yenisinin siparişi verilir.
·         Herhangi bir marka içki içilirken başka bir markayı övmek yanlıştır. Çünkü o an içtiğiniz içkiye hakarettir.
·         Unutulmaması gereken önemli bir hususta rakı sofrasının saygın bir cemiyet olduğudur. Bu meclise katılan saygı gören bir kişiliğe sahip demektir ve diğerlerine karşı da saygılı olmak zorundadır.
·         Rakının en önemli mezesi muhabbettir. Aşk, hüzün, atmasyon, atraksiyon… her şey konuşulur.

Rakıyla ilgili yanlış bilinenlerden bir iki de örnek vermek istiyorum.
Örneğin, kimileri rakının üzümden değil hala  anasondan üretildiğini düşünüyor. “Rakı sadece suyla, buzla içilir; kebapla, balıkla içilir, başka zaman içilmez” diyenler var. Biliyor musunuz Almanlar  rakıyı ve uzoyu  sek içiyorlar.

Her içkiden bahsedişte, rahmetli dedemi de hatırlarım. Oldukça iyi içen, içtiğinde neşelenen ve neşelendiren nadir İnsanlardandı dedem. Her akşam bir 35’lik içerdi. Biz torunlarını etrafına toplar babannemle nasıl evlendiklerini, katıldığı savaşı, askerliğini, asker olmanın erdemini anlatır anlatırdı.  En son, teybe koyduğu kasetteki oyun havalarıyla bizi oynatır, cebindeki tüm parayı başımızdan aşağı atar, sabah da kahveye giderken çay parasını bizden isterdi tonton dedem. Rahmetli babaannem de onun içmesine çok kızar, ‘Zıkkım iç, benden önce ölürsen başucuna bir şişe rakı koyacağım.’ derdi. Dedem de, babaannem iğne oyalarını çok yaptığı ve elinden hiç düşürmediği için ‘Ben de, sen benden önce öbür tarafa gidersen iğne ile bol iplik koyacağım başucuna.’ der, şakalaşırlardı.
Rahmetle anılmayı istediler sanırım aklıma geldiklerine göre. Ruhları şad olsun.
İçecekse öyle ya da böyle içmesini, içerken keyif almasını, aldığı kadar da keyif vermesini bilenler içsin arkadaş. İçtiğinde kendini kaybediyor, başkalarını rahatsız ediyor, ağzına hükmedemiyorsa da hiç içmesin.
İçki masalarındaki sohbet keyiflidir aslında, muhabbeti, kahkahaları bir başkadır içmesini bilene. ‘Rakı kadehinde balık olsam’ mısrasını Orhan Veli boşuna söylememiştir herhalde; ama balık olacak kadar da değil... Hiçbir şeyi aşırıya kaçmadan, keyif için, zararsızca yaşayabilirsek ne güzel.
Güzellikleri, sohbeti ve neşeyi dozunda ve ayarında yaşamak  gerek.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder