11 Ocak 2013 Cuma

Köy gelişim projesi


     Güzpınarı köyü    2009 Temmuz

    Tarih, köye ilk gidişimin tarihi. Bu tarihten sonra 2 kez daha yani 2 yaz daha gittim köye ve kardeş ailemin misafiri oldum. Köye gidiş öykümü ve izlenimlerimi anlatmak istiyorum.
     Ben internet sayfasında “Farsak Projesi”diye bir link gördüm. Linki tıkladığımda Toroslarda bir köy halkının kendi ürünlerini pazarlayarak köyü kalkındırması çalışmalarını içeren bir yazı okudum. İlgimi çekti. O yaz Adana’ya kız kardeşime gidecektim. Proje kurucusuna telefon ederek Adana’ya geldiğimde kendisi ile tanışmak istediğimi ve köye giderek köylülerle konuşmak, yapabileceğim bir şey varsa yapmak istediğimi belirttim. Seve seve kabul ettiler.
    Yazın   bir hafta sonu tatilimi Mersin’de  denize girmek  yerine Adana’nın bir köyünde köylülerle geçirmeyi seçtim.
     Feke ilçesinin Güzpınarı köyüne gitmek üzere DDY misafirhanesinde Tuncer bey ile buluştuk. Tuncer bey kardeş aile projesini oluşturan kişi. Kendisi Amerika’da uçak mühendisi olarak eğitim almış ve emekli olduktan sonra annesinin köyüne gelerek böyle bir proje başlatmış.
    Köyde kardeş aile ile tanışmak, köyde yaşam koşullarını görmek ve neler yapabilirimi sorgulamak için heyecanlıyım. Adana Vali yardımcısı Mehmet Vali’ninde kardeş ailesi  olduğu bir aileye dahil oldum ve bu nedenle vali beyle tanışmaya gittim. Köyü gördükten sonra kendisine köyle ilgili rapor getireceğime söz verdim.
   Saat 12 gibi köyün muhtarı arabayla geldi. Aldığım hediyelerle arabaya bindim. Adana’nın değişik mahallelerinden köye gidecek yolcuları ala ala Kozan iline, oradan Feke ilçesine ve pek çok köye uğrayarak nihayet Güzpınarı köyüne geldik. Fakat yol boyunca yaşadıklarımı belirtmem gerek.
     Ana yoldan köy yollarına geçtiğimizde, dar toprak yolda ilerlerken manzara nefisti. Toros dağlarının arasında kıvrım kıvrım giden yolun bir tarafı alabildiğine orman. Bir tarafı ise derin bir uçurum. Aşağıya bakınca başı dönüyor insanın. Yol tek aracın geçebileceği darlıkta ve o nedenle arabamız yavaş gidiyor.  Bu sebeple belli saatlerde yola çıkılıyor ki karşıdan gelebilecek bir arabayla karşılaşılmasın. Tüm yol değil tabii ama köy yolları bu şekilde.  Araba bir dönemeci döndüğünde tam karşınızda yükselen bir dağa sanki birden çarpacakmışsınız hissini uyandırıyor. Fakat dönemeci döndüğün an yeşilin her tonunun bulunduğu orman manzarasını karşınızda buluveriyorsunuz.
     Yanımda Göbelli köyünde ineceğini öğrendiğim genç bir kız oturuyordu. Tüm yaz aylarını köyde geçirdiklerini, ara ara Adanaya indiklerini açıkladı. ÖSS sınavına üçüncü girişiymiş. 281 puan aldığını ve sağlıkla ilgili bir bölüm seçmek istediğini söyledi. Hayatıyla ilgili çok karamsar. Yol boyunca sohbet ettik. İnerken “hayatımla ve geleceğimle ilgili kafam çok karışıktı. Bir ışık bekliyordum bir yerlerden. Bu ışık sizmişsiniz. Konuştuklarınızla beni öyle aydınlattınız ki. Şimdi kafam net ve ne istediğimi biliyorum artık” dedi. Ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsiniz. Birinin hayatına bir ışık olabilmek çok hoş bir duygu.
     Köye, belki başkalarının hayatına da ışık olabilirim düşüncesiyle daha bir heyecanla gittim. Köyde ışığa ihtiyacı olan o kadar çok insan varki. Yaşam koşulları çok zor.

    Köyde Cumartesi, Pazar kaldım  ve şalvar giyip köylülerle birlikte bahçeye, tarlaya gidip onlarla çalıştım. Pazartesi sabah 5 gibi dönmek üzere yola çıktık. Çünkü köyde yaşam çok erken başlıyor. Adana’ya dönerken bahçelerinde yetiştirdikleri ürünlerden birer torba verdiler. O kadar lezzetli fasulye yediğimizi anımsamıyorum. Her şeyleri organik. Ormana götürdüler beni kekik toplamak için. O ne muhteşem bir manzara, o ne kadar hoş koku tanrım. Kendimi ormanda tepeden köye bakarken uçuyormuş gibi hissettim. Oksijen beni fazlasıyla sarhoş etti diyebilirim. Ben köy ve köylüleri, köylülerde beni sevdi.   Çocuklarımı ve kardeşimide onlarla tanıştırmak istiyorum. Çocuklarımın da böyle farklı hayatlar olduğunu görmesi gerekiyor. İnsan ilişkileri sadece bulunduğumuz yerle sınırlı olmamalı. Memleketimizin öyle güzel yerleri, öyle güzel insanları var ki pek
 çoğumuzun tanımadığımız yerlerde.

   İstanbul’a döndüğümde kardeş ailesi olduğum ailenin ilköğretim üçüncü sınıfına giden kızları Nihal için bir bilgisayar gönderdim. Oldukça zeki bir kız çocuğu fakat köy imkanlarında yeterince destek görmediklerinden Nihal ve Nihal gibiler olması gereken yerde olamıyorlar maalesef. Köyde herkes birbiriyle uzak yakın akraba aynı zamanda. O nedenle dünya ile iletişim aracını gönderdim ki bilgilensinler, birbirleriyle iletişimleri artsın, derslerine faydaları olsun. İlçenin kaymakamı ile görüştüm ve internet bağlantısını yaptıracağına söz verdi.
    Sayın Vali yardımcısı Mehmet Bey’e de sunduğum raporu size de aynen yazıyorum ki şartları görün bilgilenin. Benim bir yaz tatilim de böyle geçti işte. Sadece kendimiz için yaşamamak gerek.  Birileri için bir şey yapmanın mutluluk ve hazzı çok farklı.



                                     KARDEŞ AİLE RAPORU
Köyde kapalı ekonomi yapılıyor. Yani kendilerine yetecek kadar üretiyorlar. Çünkü pazarları yok. Yerleşim yeri merkeze oldukça uzak. Köy, Feke’ye 3, Adana’ya 5 saat uzak. Ürünlerini satamadıkları ve elde kaldığı için fazla üretmiyorlar. Eğer ellerinde ürün kalırsa ya birbirleriyle takas yapıyorlar yada hayvanlara yem olarak veriyorlar. Köyde işler genelde imece usulü yapılıyor.
Aile ve köylü unu ve bulguru kendi ürettiği buğdaydan elde ediyorlar.
Et ihtiyaçlarını kurban bayramlarında temin ediyorlar.
Yazlık sebzelerin daha fazla üretilebilmesi için köyün suya gereksinimi var.
Köyün toprağı organik tarım için elverişli ve verimli.
Köyde maddi yetersizlik ve ulaşım zorluğu bulunuyor.
Ulaşım zorluğu eğitim gören çocukları etkiliyor.
Köy geniş ve dağınık. Bu köyde birbirinden aralıklı yerleşmiş 4 mahalle bulunuyor. Bunlar; yeniçeri, belen, orta ve içme(çoban beleni) mahalleleridir.
Karşı yamaçlarda olan mahallelerin birbiriyle iletişimi bir köprüyle sağlanabilir.
Orta mahallede yer alan okulda bir derslik var ve aynı derslik içinde 3 sınıf birden, bir öğretmen gözetiminde ders görüyor. Bu okulda sadece orta mahallede oturan öğrenciler bu okulda eğitim görüyor. Diğer çocuklar eğitim için Süpandere köyüne gitmek durumunda.
Orta Mahalledeki Okulda 1. 2. 3. sınıfta okuyan toplam 19 öğrenci var.
Öğrenciler 3. sınıftan sonra Süpandere köyündeki ilk öğretim okuluna gönderiliyor. Çünkü 4. sınıftan sonrası için sınıf ve öğretmen yok. Köydeki  öğrenciler, eğitim için Süpandere köyü, Feke ilçesi ya da Kozan iline gidiyor.   Öğrenciler yurtta ya da bir yakınlarının yanında kalarak okuyor.



                                                                       Zehra AKÇAKAYA

  






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder