İçimdeki Sokaklar
Beynimde birbiri ile çatışan bir sürü
düşünce var. Her biri içimdeki bir sokaktan geldi biliyorum. Bu nedenle bazen
kuşbakışı bakarım içime. Öyle çok sokak vardır ki. Düşündükçe birbirleriyle
bağlanıp genişler sokaklar. Her sokak bir başka sokağa açılır. Bazen
birbirinden ayrı, birbiriyle kesişen, bazen bir kavşaktan ayrılan, çatallaşan
sokaklar vardır. Günün karmaşası içinde
zaman bulamasam da gece yattığımda sorgularım kendimi. İçimin sokaklarında
dolaşırım öyle boş, amaçsız, kuşkulu, özlemli. Sizler içinize yolculuk yapar
mısınız?
İçe yapılan yolculuklar bazen güzeldir,
bazen korkutur insanı. O yolculukta güzellik sokağında giderken birden çirkinlik
sokağı çıkar karşınıza. Sevgi sokağını ararken nefret sokağına dalıverirsiniz.
Keşkeler sokağı pişmanlıklara açılır. Kader sokağı vardır birde. Bir yerlere
gidersiniz ama hep aynı yere bağlanırsınız. Kaçamaz kabullenirsiniz. Neşe sokağı
vardır. Yıllarınıza yıl katar, olmazları oldurur. Kahkaha sokağı pek çok kişinin
aradığı sokaktır. Dost sokağı vardır ama çok az insan ulaşır. Oysa çok kişinin
kabullenmeyip hep içinde olduğu bir sokak daha vardır, maskeler sokağı. Herkes
bir maske bulur orada. Kimse kendi değil olmak istediğidir ama onu da olamaz
yapışır üstüne. Af sokağı ise her an bulunmaya hazırdır. Ama insanlar görmezden
gelir nedense. Korkar oraya girmekten oysa en çok gereksinim duyulan
sokaklardandır. Çünkü insan affederse küçük düşeceğini sanır. Oysa bilse
affetmenin de büyüklük ve erdem olduğunu o sakağı çok sever. Affettiği zaman
kendini affettiğini anlar aslında ama kaçar affetmekten. Pek çok kimseyi
affetmek kolaydır çünkü, zor olan insanın kendini affetmesidir. O nedenle insan korkar bu sokaktan, başaramayacağını
düşünür çünkü. Dert sokağı pek kalabalıktır. Kimlerin dertleri yoktur ki o
sokakta.
İçimdeki sokaklarda dolaşırken her sokakta
bir başka ben bulurum. Bir sokaktan
diğerine nasıl geçmişim şaşırırım. Bazen bir sokağı es geçmişimdir. Öyle
mahzun bekler beni. Beklide es geçmemiş görmezden gelmişimdir. Çünkü o sokak
acı hikâyemdir. Unutmak istediklerimdir. Unutur muyum? Hayır. Her sokak oraya
bağlanır bir yerde. O sokak gittikçe daralsa da hep vardır. Bazen otlar kapatır
sokağı ama ben ara ara temizlerim yolları. Çünkü o sokak ta benimdir.
Sevgi sokağım vardır orada mutluyum. Bütün
sokakları ara yollarla bağlamaya çalışırım. Kıskançlık sokağı, utanç sokağı,
yalan sokağı önümü keser bazen ama atlatırım. Acı sokağım vardır birde. Kendimi
mutlu sokağına attığımda minik depremlerle anımsatır kendini. Belki tatlı
sokağının kıymetini bileyim ister.
Bazı sokaklarım çok yorgundur. Bazılarının
taşlarını onarmışımdır. Bazı sokaklarım çiçeklerle bezenmiş, bazıları dikenli
tellerle çevrilmiştir.
Hüzün sokağında uzun yürüyüş yaparsam
bunalım sokağına çıkar. O nedenle fazla kalmadan neşe sokağına dalarım. Orada
çocukluğum vardır.
Ama herkesin içindeki sokakların en güzeli
aşk sokağıdır. Mutluluk, sevgi, heyecan sokakları buraya bağlanır. Kıskançlık,
acı, ihanet sokakları da pek yakınından geçer ama sevgi ve af sokağı onların önlerini
keser. Aşk sokağında dolaşırken insanın kanı başka akar, yüreği başka atar.
Gözler başka parlar, başka bakar. Aşk sokağının rüzgârı, yağmuru başkadır.
Çiçekleri başka kokar. Aşk sokağının mumları hep yanar. En egzotik güller
burada açar. Baştan çıkarmaya hep hazırdır aşk sokağı. Aşk sokağında cesaret
vardır, özgürlük vardır. Aşk sokağında dolaşırken uyanık olmak gerek. Çünkü aşk
sokağını kıskanan sokaklar bir açık bulmak için pusudadır.
Dolaşın derim ben arada içinizdeki
sokakları. Vicdan sokaklarını, keşke sokaklarını, umut sokaklarını, sevgi
sokaklarını, yüzleşme sokaklarını, kıskançlık ve öfke sokaklarını. Ama aşk sokağını sakın unutmayın. Çünkü her
şeyi unutup mutlu olduğunuz, içinizde sevgiyi hep ayakta tutan güzel çiçeklerle
bezenmiş bir sokaktır o.