Güzpınarı köyü 2009 Temmuz
Tarih, köye ilk
gidişimin tarihi. Bu tarihten sonra 2 kez daha yani 2 yaz daha gittim köye ve
kardeş ailemin misafiri oldum. Köye gidiş öykümü ve izlenimlerimi anlatmak
istiyorum.
Ben internet
sayfasında “Farsak Projesi”diye bir link gördüm. Linki tıkladığımda Toroslarda
bir köy halkının kendi ürünlerini pazarlayarak köyü kalkındırması çalışmalarını
içeren bir yazı okudum. İlgimi çekti. O yaz Adana’ya kız kardeşime gidecektim.
Proje kurucusuna telefon ederek Adana’ya geldiğimde kendisi ile tanışmak
istediğimi ve köye giderek köylülerle konuşmak, yapabileceğim bir şey varsa
yapmak istediğimi belirttim. Seve seve kabul ettiler.
Yazın bir hafta sonu tatilimi Mersin’de denize girmek
yerine Adana’nın bir köyünde köylülerle geçirmeyi seçtim.
Feke ilçesinin Güzpınarı
köyüne gitmek üzere DDY misafirhanesinde Tuncer bey ile buluştuk. Tuncer bey
kardeş aile projesini oluşturan kişi. Kendisi Amerika’da uçak mühendisi olarak
eğitim almış ve emekli olduktan sonra annesinin köyüne gelerek böyle bir proje
başlatmış.
Köyde kardeş aile
ile tanışmak, köyde yaşam koşullarını görmek ve neler yapabilirimi sorgulamak
için heyecanlıyım. Adana Vali yardımcısı Mehmet Vali’ninde kardeş ailesi olduğu bir aileye dahil oldum ve bu nedenle vali
beyle tanışmaya gittim. Köyü gördükten sonra kendisine köyle ilgili rapor
getireceğime söz verdim.
Saat 12 gibi köyün
muhtarı arabayla geldi. Aldığım hediyelerle arabaya bindim. Adana’nın değişik
mahallelerinden köye gidecek yolcuları ala ala Kozan iline, oradan Feke
ilçesine ve pek çok köye uğrayarak nihayet Güzpınarı köyüne geldik. Fakat yol
boyunca yaşadıklarımı belirtmem gerek.
Ana yoldan köy yollarına geçtiğimizde, dar
toprak yolda ilerlerken manzara nefisti. Toros dağlarının arasında kıvrım
kıvrım giden yolun bir tarafı alabildiğine orman. Bir tarafı ise derin bir
uçurum. Aşağıya bakınca başı dönüyor insanın. Yol tek aracın geçebileceği
darlıkta ve o nedenle arabamız yavaş gidiyor. Bu sebeple belli saatlerde yola çıkılıyor ki
karşıdan gelebilecek bir arabayla karşılaşılmasın. Tüm yol değil tabii ama köy
yolları bu şekilde. Araba bir dönemeci
döndüğünde tam karşınızda yükselen bir dağa sanki birden çarpacakmışsınız
hissini uyandırıyor. Fakat dönemeci döndüğün an yeşilin her tonunun bulunduğu
orman manzarasını karşınızda buluveriyorsunuz.
Yanımda Göbelli
köyünde ineceğini öğrendiğim genç bir kız oturuyordu. Tüm yaz aylarını köyde
geçirdiklerini, ara ara Adanaya indiklerini açıkladı. ÖSS sınavına üçüncü
girişiymiş. 281 puan aldığını ve sağlıkla ilgili bir bölüm seçmek istediğini
söyledi. Hayatıyla ilgili çok karamsar. Yol boyunca sohbet ettik. İnerken
“hayatımla ve geleceğimle ilgili kafam çok karışıktı. Bir ışık bekliyordum bir yerlerden.
Bu ışık sizmişsiniz. Konuştuklarınızla beni öyle aydınlattınız ki. Şimdi kafam
net ve ne istediğimi biliyorum artık” dedi. Ne kadar mutlu olduğumu tahmin
edemezsiniz. Birinin hayatına bir ışık olabilmek çok hoş bir duygu.
Köye, belki
başkalarının hayatına da ışık olabilirim düşüncesiyle daha bir heyecanla
gittim. Köyde ışığa ihtiyacı olan o kadar çok insan varki. Yaşam koşulları çok
zor.
Köyde Cumartesi,
Pazar kaldım ve şalvar giyip köylülerle
birlikte bahçeye, tarlaya gidip onlarla çalıştım. Pazartesi sabah 5 gibi dönmek
üzere yola çıktık. Çünkü köyde yaşam çok erken başlıyor. Adana’ya dönerken
bahçelerinde yetiştirdikleri ürünlerden birer torba verdiler. O kadar lezzetli
fasulye yediğimizi anımsamıyorum. Her şeyleri organik. Ormana götürdüler beni
kekik toplamak için. O ne muhteşem bir manzara, o ne kadar hoş koku tanrım.
Kendimi ormanda tepeden köye bakarken uçuyormuş gibi hissettim. Oksijen beni
fazlasıyla sarhoş etti diyebilirim. Ben köy ve köylüleri, köylülerde beni
sevdi. Çocuklarımı ve kardeşimide onlarla tanıştırmak
istiyorum. Çocuklarımın da böyle farklı hayatlar olduğunu görmesi gerekiyor.
İnsan ilişkileri sadece bulunduğumuz yerle sınırlı olmamalı. Memleketimizin
öyle güzel yerleri, öyle güzel insanları var ki pek
çoğumuzun tanımadığımız yerlerde.
İstanbul’a
döndüğümde kardeş ailesi olduğum ailenin ilköğretim üçüncü sınıfına giden
kızları Nihal için bir bilgisayar gönderdim. Oldukça zeki bir kız çocuğu fakat
köy imkanlarında yeterince destek görmediklerinden Nihal ve Nihal gibiler
olması gereken yerde olamıyorlar maalesef. Köyde herkes birbiriyle uzak yakın
akraba aynı zamanda. O nedenle dünya ile iletişim aracını gönderdim ki
bilgilensinler, birbirleriyle iletişimleri artsın, derslerine faydaları olsun. İlçenin
kaymakamı ile görüştüm ve internet bağlantısını yaptıracağına söz verdi.
Sayın Vali
yardımcısı Mehmet Bey’e de sunduğum raporu size de aynen yazıyorum ki şartları
görün bilgilenin. Benim bir yaz tatilim de böyle geçti işte. Sadece kendimiz
için yaşamamak gerek. Birileri için bir
şey yapmanın mutluluk ve hazzı çok farklı.
KARDEŞ
AİLE RAPORU
Köyde kapalı ekonomi yapılıyor. Yani kendilerine yetecek
kadar üretiyorlar. Çünkü pazarları yok. Yerleşim yeri merkeze oldukça uzak. Köy,
Feke’ye 3, Adana’ya 5 saat uzak. Ürünlerini satamadıkları ve elde kaldığı için
fazla üretmiyorlar. Eğer ellerinde ürün kalırsa ya birbirleriyle takas
yapıyorlar yada hayvanlara yem olarak veriyorlar. Köyde işler genelde imece usulü
yapılıyor.
Aile ve köylü unu ve bulguru kendi ürettiği buğdaydan elde
ediyorlar.
Et ihtiyaçlarını kurban bayramlarında temin ediyorlar.
Yazlık sebzelerin daha fazla üretilebilmesi için köyün suya
gereksinimi var.
Köyün toprağı organik tarım için elverişli ve verimli.
Köyde maddi yetersizlik ve ulaşım zorluğu bulunuyor.
Ulaşım zorluğu eğitim gören çocukları etkiliyor.
Köy geniş ve dağınık. Bu köyde birbirinden aralıklı
yerleşmiş 4 mahalle bulunuyor. Bunlar; yeniçeri, belen, orta ve içme(çoban
beleni) mahalleleridir.
Karşı yamaçlarda olan mahallelerin birbiriyle iletişimi bir
köprüyle sağlanabilir.
Orta mahallede yer alan okulda bir derslik var ve aynı
derslik içinde 3 sınıf birden, bir öğretmen gözetiminde ders görüyor. Bu okulda
sadece orta mahallede oturan öğrenciler bu okulda eğitim görüyor. Diğer
çocuklar eğitim için Süpandere köyüne gitmek durumunda.
Orta Mahalledeki Okulda 1. 2. 3. sınıfta okuyan toplam 19
öğrenci var.
Öğrenciler 3. sınıftan sonra Süpandere köyündeki ilk öğretim
okuluna gönderiliyor. Çünkü 4. sınıftan sonrası için sınıf ve öğretmen yok. Köydeki öğrenciler, eğitim için Süpandere köyü, Feke
ilçesi ya da Kozan iline gidiyor. Öğrenciler
yurtta ya da bir yakınlarının yanında kalarak okuyor.
Zehra AKÇAKAYA